Krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz!
Sermaye iktidarının emekçilere dönük saldırgan politikaları yeni bir aşamaya giriyor. Yıllardır sömürü ve baskı politikalarıyla işçi sınıfının en temel haklarına dönük saldırganlığı pervasızca hayata geçiren iktidar, krizi gerekçe göstererek reform adı altında “savaş baltalarını” çıkarmış durumda. AKP’nin ve TÜSİAD’ın seçimler sonrasında ilan ettiği “reform paketi”, başta işçi ve emekçilerin kıdem hakkı olmak üzere bir dizi sosyal hakkı ortadan kaldırmayı hedefliyor.Reform paketinin, krizin faturasını emekçilere kesme niyetiyle hazırlandığı açık. Krizi, işçi sınıfının temel hak ve istemlerine karşı bir kalkan olarak kullanan AKP, sermayenin temel arzu ve isteklerine cevap vermeye çalışmaktadır. Emekçilerin bugüne kadar biriktirdiklerine göz koyan, onların elindekileri sermayeye peşkeş çekmekten beis duymayan siyasi iktidar, aynı zamanda uluslararası tekellerin ve emperyalizmin güvenini de kazanmaya, “ben de sizdenim” demeye çalışmaktadır.
Bu durum kabul edilemez!
Bir yandan krizi doğuran etmenleri uygulayıp, diğer yandan faturayı emekçi halka ödetmek patronların ve AKP’nin en iyi bildiği şeyi uygulamasıdır. AKP ve patronların en iyi yaptığı şey masada istediği her şeyi yedikten sonra hesabı ödemeden “masadan” kalkmaktır.
Ancak yemeği yiyen, hesabı öder!
Hesabı ödememek için işten atmanın önünü açan, temel gıda ürünleri başta olmak üzere tüm ürünlerin fiyatlarını yükselten sermaye düzeni, krizin faturasını ödemeyi geciktirebilir ancak hesabı ödemeden masadan kalkamaz.
Tuttukları tüm köşe başlarını bırakmamakta direnen AKP iktidarı, aynı “titizliği” söz konusu işsizliğe gelince gösterememektedir. Titizliği yalnızca kendi iktidarları ve cepleri için göstermektedirler!
“Tasarruf edeceğiz” açıklamaları yapan, sağlık harcamaları dâhil olmak üzere tüm sosyal ihtiyaçların karşılanmasını geriye çeken iktidar, söz konusu kendi harcamaları olunca “aslan” kesilmektedir. AKP iktidarının tasarrufu “saray düğünlerinde” aramalıdır, halkın cebinde değil! Tasarruf emekçilerin değil, patronların cebinden yapılır! Tasarruf etmek istiyorsanız, bugüne değin emekçilerden aldıklarınızı, emekçilere geri verin!
Emekçiler, krizin faturasını kendilerine çıkartılmasını reddetmelidir!
1 Mayıs 2019, sayıları 4 milyonu aşan işsizin, kamuda kıdem hakkı ortadan kaldırılan yüzbinlerce “taşeron” işçinin, şantiyelerde, fabrikalarda ve işliklerde iş cinayetlerine arkadaşlarını kurban veren emekçilerin ayağa kalktığı gündür.
1 Mayıs 2019, kıdem hakkına göz koyulan milyonlarca işçinin, hakkına göz koyanlara ders verdiği gündür.
1 Mayıs 2019, sayıları milyonları bulan Emeklilikte Yaşa Takılan emekçilerin kaderlerini sınıf kardeşleriyle buluşturdukları gündür.
1 Mayıs 2019, Cargill’de, Real’de, TüvTürk’te, Flormar’da ve diğer tüm işyerlerinde direnen ve direnmiş olan tüm emekçilerin direnişlerini milyonlarla buluşturduğu gündür.
1 Mayıs 2019, eşitsizlikle sınanan, şiddetle bastırılmaya çalışılan emekçi kadınların var oluşunu ortaya koyacakları gündür.
1 Mayıs 2019, yüreği sınıf mücadelesinde olan, ömrünü işçi sınıfının kurtuluşuna adayan tüm sınıf dostlarının güvenle geleceği bakacağı gündür.
Şantiyedeki inşaat işçisi, ücretini ya hiç alamamaktan ya da geç almaktan sıkıldın mı?
Fabrikadaki metal işçisi, ağır çalışma şartlarına rağmen hala senden insanüstü çalışmayı bekleyenlerden bıktın mı?
Fırının başında cam işçisi, yıllar boyu var ettiği değerlerin sendika-patron işbirliğinde elinden alınmasına tepkili misin?
Tezgâhını süren tekstil işçisi, tüm hayatını makine başında harcamana rağmen hala ne zaman emekli olacağını bile bilemiyor musun?
Bilgisayarının başındaki beyaz yakalı, her yılın sonunda “performans değerlendirme” adı altında yapılan baskıdan ötürü kaygılı mısın?
Yarınını bilemeyen turizm işçisi, 7-24 hizmet verilmesini beklemekten ve insan gibi davranılmamaktan yoruldun mu?
Tüm emekçiler, geleceğinizin kaygı vermesinden, yarın tencerenin nasıl kaynayacağını düşünmekten bitkin mi düştün?
1 Mayıs, emekçilerin kendi baharının nasıl geleceğinin güçlü bir biçimde ortaya çıkacağı gündür. Bizim baharımız, tüm emekçilerin kendi kaderlerini ellerine almasıyla ve bunun için mücadele etmesiyle gelecektir!
Sınıf Tavrı, sizleri 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyor. Korkmadan, susmadan, yılmadan, boyun eğmeden mücadele verenlerin, ezber bozanların safları 1 Mayıs’ta güçlenmelidir.
Sınıf Tavrı, 1 Mayıs’ın güçlü, kitlesel, meşru bir biçimde “krizin faturasını patronlar ödeyecek” bakış açısıyla geçmesi gerektiğini düşünmektedir. Başta kıdem tazminatının gasp edilmesi olmak üzere, işsizliğin ve hayat pahalılığının hedefe alındığı 1 Mayıs, işçi sınıfının “birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak anlamını bulacaktır.
Sınıf Tavrı, sarı sendikaların belirleniminde 1 Mayıs’ı kabul etmez. Sınıf Tavrı, 1 Mayıs alanının değersizleştiği, 1 Mayıs’ın “polisiye gündemlere” hapsolduğu, işçi sınıfının temel taleplerini görmezden gelindiği bir mücadele gününü değiştirmeye çağırıyor. Sınıf Tavrı, başta tüm mücadeleci sendikalar olmak üzere, emek dostu tüm kurumları bu yönde irade göstermeye ve işçi sınıfının siyasi taleplerini alana yansıtmaya çağırmaktadır.
Sınıf Tavrı, tüm emekçileri kendi saflarında birlikte yürümeye çağırmaktadır.
Sınıf Tavrı üyeleri ve dost kurumları başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’de 1 Mayıs’ta kendi pankart ve bayraklarıyla alanda olacaktır.
Bu tabloyu beraber reddedelim ve değiştirelim!
Sınıf Tavrı Yönetim Kurulu