Yaşamak için “Bağlantıyı Kes!”

Salgın sürecinde sermaye, düzenlemeleri tamamen kendi ihtiyaç ve çıkarlarına göre yaptı. Salgının dayattığı uzaktan çalışma yöntemini istismar eden patronlar, emekçilerin büyük bir kısmını salgın koşullarına uygun olmayan, gerekli sağlık önlemlerinin alınmadığı ortamlarda çalışmaya zorladı.    

Ofisten çalışmayı zorlayamayan şirketlerde, evden çalışmanın norm haline gelmesiyle, emekçiler esnek çalışma saatleri altında ezildi, ulaşım, yemek, sigorta ve kreş gibi birçok hak kaybı yaşadı.
Ekonomik koşulların, salgınla birlikte daha da kötüleştiği bu süreçte patronlar kâr oranlarını yükseltirken, emekçiler kısa çalışma ödeneğine mahkûm bırakıldı, bir kısmı da tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldı.

Daha fazla kâr elde etmek için mesai saatleri uzamış, yasal çalışma süresi hiçe sayılmıştır.

Günün her saati patronlar tarafından “ulaşılabilir” olma zorunluluğu ile biz emekçiler adeta bir mail yazma makinesi, telefon cevaplama ünitesi haline dönüşmüş bulunuyoruz.
Patronların bitmeyen kar hırsı, çalışma koşullarımızı her geçen gün daha da ağırlaştırmıştır.
Pandeminin fırsata çevrilmesi, sınıfsal eşitsizliklerin derinleşmesi ile bu zamana kadar kazanılmış olan hakların hepsi, hızlıca köle şartlarında çalışma ve üretim şekline dönüşerek yok edilmiştir. Salgın koşullarıyla birlikte evden/kısmi evden çalışma şekliyle mesai saatleri uzamasına rağmen yapılan fazla mesailerin ücretleri ödenmemiştir
Bu yaşadıklarımızın tek bir anlamı vardır: sömürü artmış, hayat zorlaşmıştır!

UZAKTAN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İŞÇİYİ KORUMAYA YETMİYOR


Salgının getirmiş olduklarını patronlar ve düzen “yeni normal” olarak kabul etmiştir. Birbiri ardına büyük holdingler “uzaktan çalışmayı” kalıcı hale dönüştürmeye çalışmaktadır.

“Yeni normali” patronlar lehine gül bahçesine çeviren siyasi iktidar da “uzaktan çalışma yönetmeliği” çıkartarak emekçilere bir kez daha hak kayıplarını dayatmıştır.
Söz konusu yönetmelikle;
  • Çalışma ortamının düzenlenmesi ve çalışma saatlerinin belirlenmesi patronun insafına bırakılmıştır.
  • İş sağlığı açısından risk oluşturabilecek çalışma mekânlarının düzenlenmesi patronların gerekli gördüğü durumlarda sağlanacak, mesai saatlerinde var olan belirsizlik yönetmelikle de garanti altına alınacak.
Patronların insafına bırakılan bir düzenlemenin yürürlüğe konması demek, bizler açısından sömürünün artarak devam etmesi demektir.
BİZİM DE HAKLARIMIZ VAR

Patronların sınırsızca kâr elde ettiği, salgın gibi insanlığı tehdit eden koşullar altında dahi sömürüyü arttırdığı, siyasi iktidarın ise patronları kolladığı bir ortamda “artık yeter” diyoruz.

Bizim de haklarımız var ve sesimizi yükseltiyoruz. Taleplerimiz karşılanana kadar mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.

Biz, mesai saatleri dışında çalışmayı istemiyoruz/reddediyoruz.
Biz, yaptığımız fazla mesailerin ücretlerinin ödenmesini istiyoruz.  
Biz, salgın koşullarına uygun önlemlerin alındığı ortamlarda çalışmak istiyoruz.
Biz, evden çalışanların iş yaşamındaki tüm donanımlarının sağlanmasını istiyoruz.
Biz, evden çalışanların yemek haklarının aynı şekilde korunmasını istiyoruz.
Biz, evden çalışanların artan elektrik, su, yakacak, internet masraflarının karşılanmasını istiyoruz.
Biz, taleplerimizin karşılanması için;

MESAİ SAATLERİ DIŞINDA BAĞLANTIYI KESİYORUZ.
BAĞLANTI KOPSUN, YAŞAM SÜRSÜN.

SINIF TAVRI - BAĞLANTIYI KES HAREKETİ
Bağlantıyı Kes Sosyal Medya Hesapları:
Twitter
Facebook